22 Aralık 2011 Perşembe

NEFSİ TANIMAK

İnsanlığın apaçık düşmanlarından biri olan nefis, insanın emri altında çalışıldığı vakit yaralı olduğu kadar insan onun emrinde çalıştığı zamanda zararlı olur. İnsanoğlunun başına ne geliyorsa şöyle akılvari bir şekilde düşündüğümüz vakit neftsen kaynaklandığı hemen anlaşılacaktır. İnsan kendi hayatında birkaç etkene fırsat vermek istemez bu etkenlerden biriside nefistir. Nefse fırsat verildiği takdirde insanın başına getirmeyeceği durumun olmayacağını anlamak o kadar da zor değil. Nitekim Âdem(a.s)’i günah işlemeye sevk eden de neftsen başkası değildi. Münabbihat’ta (imam ibn hacer el askalani) ‘’Müjdeler olsun o kimseye ki aklı emir nefsi esir olana ve vay o kimseye ki nefsi emir aklı esir olana’’geçen bu söz tamda konumuza parmak basıyor. Yani nefis akla emirlik yapacak derecede yaratılmış bir mefhum değildir. Çünkü başta da değindiğimiz gibi nefis insanın apaçık düşmanlarındandır. Nasıl ki bir kurum veyahut devlete düşman birisinin o kurum veya devlete başkanlık etmeyeceğini anlıyorsak nefsin insana ya da akıl mefhumuna başkanlık etmeyeceğini de anlamalıyız. İnsana düşmanlığı bu kadar apaçık olan nefsin ilacının ne olduğu konusunda ki sorularınızı duyar gibiyim. Sorularınıza, Allah(c.c)’nün nefsi yaratıp ona sorduğu sorulara karşılık olarak nefsin verdiği cevaplardan yola çıkarak cevap vermek isterim. Allah(c.c) nefsi yarattıktan sonra nefse; ‘’sen kimsin? Ben kimim? ‘’ diye soru soruyor. Nefis hiç utanmadan ve sıkılmadan az önce kendisini yaratan Rabbine; ‘’sen sensin ben benim’’diyor. Bunun üzerine Allah(c.c) nefsi cehenneme atar ve belirli bir süre sonra tekrar sorar: ’’sen kimsin? Ben kimim?’’ Nefis herhalde daha dersini almamış olacak ki tekrar aynı cevabı veriyor; ’’sen sensin ben benim’’. Allah(c.c) bu sefer nefsi aç bırakır ve yineler sorusunu; ‘’sen kimsin? Ben kimim?’’; Açlıktan aklı başına gelen nefis, bu sefer Rabbini hatırlar ve ‘’sen ÂLEMLERİN RABBİSİN ben ise zavallı bir kulum’’cevabını verir. Bu örnekten sonra nefsin ilacının açlık olduğunu sanırım herkes anlamıştır. Yani açlık derken sadece mideyi aç bırakmak değil aynı zamanda gözleri de harama karşı aç bırakmak. Elleri, ayakları, kulakları ve en önemlisi de kalbi harama karşı aç bırakmaktır Değerli Müslüman kardeşim, sakın nefse mahal vereyim deme. Çünkü nice ayağı kayan insanlarda senin dediğini demişti. Onun için nefse güven olmaz. Nefsinle değil aklınla hareket etmeye çalış. Ve bazen de nefis sana sağdan yaklaşabilir aman sakın ona uymayasan. MUSTAFA AKAY DAN ALINTIDIR.

13 Aralık 2011 Salı

Hayatımız Vergi Vermekle Geçiyor

BİR FIKRA Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karsısına çıkan kaplumbağa: -'Tilki kardeş ne bu telaş?' -'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki. 'şimdi bir bakarlar bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar....' Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış. Onu telaşlı gören leylek: -'Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş?' diye sormuş. -'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa. 'Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.' Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş: -'Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele?' -'Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız...' Maymun bunu duyar duymaz koşarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Papağan sormuş, Neden ve kimden kaçıyorsun? diye. -''Maliyeciler ormanda' demiş Maymun, 'Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık...Alacak bir şey bulamayınca bunların ne yapacağı belli olmaz. '